Yayınlanma Tarihi: 05.07.2025
Hipertansiyonun tanımlanması ve ölçüm
metodları
Hipertansiyonun fizyopatolojisi,
nedenleri ve tedavisini iyi bir şekilde aydınlatabilmek için öncelikle normal
KB değerlerinin güvenilir bir şekilde standardize edilmesi ve HT tanımlamasının
iyi bilinmesi gerekmektedir.
Çocuklar ve ergenlerde
HT tanımlamalarının en son kabul edilen açıklamaları
ve hastaların izlemi ile ilgili öneriler de Tablo 1’de belirtilmektedir.
Sadece kliniklerdeki
muayenelerde yapılan KB ölçümleri yanlış değerlendirmelere neden
olabilmektedir. Klinik dışındaki ortamlarda KB normal iken doktor ofisinde veya klinikte
kan basıncı 95< yüzdelikde olan hastalar “Beyaz önlük hipertansiyonu” olarak değerlendirilmektedir. Bu tanıyı
desteklemek için genellikle ayaktan kan
basıncı izlemi (AKBİ) yapmak gerekir. Son yayınlar beyaz önlük hipertansiyonu
saptanan hastaların prehipertansiyon kabul edilerek bu gruba önerilen klinik izlem şemasının
uygulanması önerilmektedir. Bunun tersi olarak klinikdeki ölçümlerde normal
olduğu halde klinik dışı ölçümlerin AKBİ ölçümlerinde yüksek bulunmasına da
“Maskeli Hipertansiyon” denir ve çocukluk çağında %7-11 arasında belirtilmiş
olup hastalar üç yıl boyunca izlendiğinde %50’sinde gerçek HT geliştiği
gösterilmiştir.
Tablo
1. Çocuk ve ergenlerde hipertansiyon sınıflandırması, ölçüm sıklığı ve tedavi
önerileri
|
|
SKB veya DKB yüzdeliği* |
KB ölçüm sıklığı |
Sağaltıcı yaşam tarzı değişiklikleri |
Farmakolojik tedavi |
|
Normal |
<90 yüzdelik |
Sonraki fizik muayenede yeniden kontrol edin |
Sağlıklı beslenme, uyku ve fiziksel
egzersiz önerilir |
|
|
Prehipertansiyon |
³ 90ve <95 y. olsa bile KB 120/80’i
aşmışsa †
|
6 ay içinde tekrar kontrol edin |
Aşırı kilo varsa kilo kontrolu önerilir; fiziksel aktivite
ve diyete başlanır ‡ |
Kronik böbrek hastalığı, diabet mellitus, kalp yetmezliği veya sol
ventrikül hipertrofisi gibi ciddi belirtiler yoksa ilaç kullanmayın |
|
Evre 1 hipertansiyon |
** 95 -99 y + 5 mmHg |
1-2 haftada veya hasta semptomatik
ise daha kısa sürede kontrol edin, sonraki iki ölçümde daha yüksek ise
değerlendirin veya bir ay içinde ilgili bölüme gönderin |
Aşırı kilo varsa kilo kontrolu
önerilir; fiziksel aktivite ve diyete başlanır ‡ |
Semptomatik veya ikincil HT, Tip 1 ve
2 DM, hedef organ hasarı, yaşam tarzı değişikliklerine rağmen devam eden HTveya
yukarıda bahsedilen ciddi hastalıklara göre tedaviye başlanır |
|
Evre 2 hipertansiyon |
³ 99 y. + 5 mmHg |
Hasta semptomatikse bir hafta içinde
veya acilen değerlendirin veya ilgili bakım ünitesine gönderin |
Aşırı kilo varsa kilo kontrolu
önerilir; fiziksel aktivite ve diyete başlanır ‡ |
Tedaviye başlanır §
|
Ölçüm
Metodları:
KB ölçümünde
kullanılan civalı ve aneroid manometreler yanı sıra günümüzde yenidoğan (YD) ve
süt çocuğu yaş grubunda ( oskültasyonun zorluğu nedeni ile) Doppler ve osilometrik teknik gibi modern
yöntemler kullanılmaktadır. Maliyeti yüksek olan bu cihazların ameliyathane,
yoğun bakım ünitesi ve acil servis gibi ciddi sağlık sorunu olan çocukların
izlendiği bölümlerde bulunması gerekir.
Aneroid sfingomanometre altı
ayda bir dikkatli kalibrasyon gerektirmektedir. Otomatik araç kullanmanın
avantajları kullanımlarının kolay olması, KB ölçümünü sağlıklı yapılabilmesi ve
okuyucudan kaynaklanan yanlış okuma olasılığının en aza indirilmesidir
Sfingomanometre:
İdeal olan KB ölçümü sakin bir ortamda
5-10 dakika dinlenme sonrası oturur ya da yatar pozisyonda iken sağ kol kalp
seviyesinde olmak kaydıyla yapılmalıdır. Tekrarlanan KB ölçümlerinin standart
tablolarla tutarlı olması ve sol kolda düşük okumalara neden olabilecek aort koarktasyonu
ihtimali nedeniyle sağ kol tercih
edilir. Doğru KB ölçümü için uygun büyüklükte manşonun kullanılması gerekir.
Otomatik
ölçüm yapan evde kullanılan KB ölçüm araçları ile ilgili yeterli veri yoktur.
Bu aletler gece ölçümleri ve aktivite sırasındaki ölçümleri yapamamakla birlikte
bazı hekimler tarafından AKBİ yapılamadığı durumlarda önerilmektedir.
Üç yaş üzerinde olan
tüm çocuklarda tıbbi bir inceleme sırasında en az yılda bir kez KB kontrolü
yapılmalıdır. Üç yaş altındakilerde ise KB ölçümünü gerektiren durumlar Tablo 2’de
gösterilmiştir
Kan Basıncı Standartları:
Yaş, cinsiyet ve
boya göre düzenlenen KB standartları vücut ölçümlerine göre en sağlıklı KB
sınıflamasını vermektedir. En son standardizasyon tablolarında boy değerlerinin
yer alması uzun boylu çocuklardaki yanlış sınıflamaları engellemek içindir.
Ayaktan
Kan Basıncı İzlemi (AKBİ)
Sağlıklı insanlarda
uyku ile ilişkili bir KB düşüklüğü görülür. Fiziksel aktivite, duygusal faktörler,
sempatik sinir sistemi, hormon seviyesi ve kardiyovasküler sistemin günlük
dizemi uykudaki KB düşüklüğünün nedenidir. Kan basıncı değeri uyanıklıktan
uykuya geçildiğinde %10-20 oranında düşüklük gösterir. Hastalara doğru yaklaşım
ve yarar sağlama açısından KB’nın günlük dizeminin saptanmasının önemi birçok çalışmada
belirtilmiştir.
Verilerin
sağlıklı yorumlanabilmesi için çocuğun gününü özetleyen bir günlük tutması,
burada uyku ve uyanıklık dönemlerini, yemek yeme, ilaç alma saatlerini ve
ağlama, aktivite gibi değişkenliklerin zamanının kaydedilmesi istenmektedir.
Gece olarak kabul edilen dönem ile ilgili değişik görüşler olmakla birlikte
genel kabul gören ailenin tuttuğu günlüğe göre tam olarak uykuda geçen zamandır.
AKBİ ölçümlerinde ise genelde
osilometrik metod kullanılmaktadır. Gündüz aletin ölçüme başladığını hisseden
çocuk alet takılı olan kolunu hareketsiz tutmalıdır. Ancak gece ölçümlerinde bu
mümkün olamamaktadır. AKBİ verilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemlerden
birisi gündüz ve gece dönemlerinde ortalama KB değerlerinin hesaplanmasıdır. Verilerin
yorumlanmasında bir diğer yöntem ise; 24 saat veya uyku / uyanıklık gibi dönemlerde ölçülen KB
değerlerinin yüzde kaçının yaş, boy ve seçilen gün bölümü için normal kabul
edilen değerleri aştığının belirlenmesi yani “KB yükünün” saptanmasıdır. KB yükünün değerlendirilmesinde
değişik görüşler olmakla birlikte en son çalışmalarda SKB <%25 ise normal, %25-50 arası ise orta
düzeyde %50< ise ciddi HT tanımlaması yapılmakta ve ciddi HT’un SVH ile
ilişkili olduğu gösterilmektedir. Her
iki değerlendirme birlikte yapıldığı zaman
ise KB yükü %50< ve ortalama KB 95 yüzdelikten fazla ise HT’un
varlığı kabul edilmelidir.16
Sonuç
olarak AKBİ; beyaz önlük HT’u başta olmak üzere, maskeli HT, epizodik HT
tanısında, obstruktif uyku apnesi (OUA),
değişik KB örneği oluşturan hastalıklar ve antihipertansif tedavi sırasında
oluşabilecek hipotansif belirtilerin değerlendirilmesinde yarar sağlamaktadır. 10
Hipertansiyon nedenleri:
Yenidoğan ve erken
çocukluk çağında HT çeşitli klinik durumlara ikincil olarak gelişirken, büyük çocuklarda ve ergen döneminde
birincil (esansiyel) HT oranı giderek
artar, renal parankimal ve renovasküler
nedenler ikinci sırada yer alır. Çocuk ve ergenlerdeki birincil
HT genellikle hafiftir ve obesite
ve artmış vücut kitle indeksi (VKİ) ile
ilişkilidir. Son yıllarda
birincil HT giderek artan bir sağlık sorunu haline
gelmiştir.Genellikle fazla kilolu veya obez
çocuk ve ergenlerde Evre 1 HT ‘a ek olarak ebeveynlerde ve/veya büyük
anne-babalarda HT öyküsü saptandıysa birincil HT düşünülmelidir. Çocuğun yaşı, ve yaşanılan yere göre değişmekle
birlikte birincil hipertansiyon görülme sıklığını %2-75 olarak veren seriler vardır. Ciddi
HT saptanan çocuklarda ise en sık ikincil
HT görülür ve renal nedenler büyük çoğunluğunu oluşturur (%60-75 renal, %5-25 renovaskuler nedenler).
Son yıllarda
çocukluk çağında da hipertansiyon, hiperinsülinemi, obesite ve hiperlipidemi
birlikteliği olan metabolik sendrom yaygınlığı giderek artış göstermektedir ve ergenlerde
%4, fazla kilolu çocuklarda %30-40 oranında bildirilmektedir.
Hipertansiyon
gelişmesinde genetik faktörlerin de rolü vardır ve bu konu çok iyi
açıklanmıştır. Genetik HT’un çokgenli bir hastalık olup birçok gen ile çevre faktörlerinin etkileşimi
sonucu oluştuğu bilinmektedir. Ciddi HT oluşturan az sayıda tek gen geçişi
gösteren klinik şekiller de vardır ki bunlar artmış sodyum reabsorbsiyonu ile
ilişkilidir.17
Düşük
doğum ağırlığı (DDA) ile çocukluk yaşında veya ileri yaşlarda gelişen HT
arasında bağlantı olduğu bilinmektedir.
Kronik
böbrek hastalıklarında da HT prevalansı hastalığın ciddiyeti ile ilişkili
olarak artmaktadır.
Tablo . Çocuk ve ergenlerde yaş gruplarına göre en sık
rastlanılan HT nedenleri
|
Yaş
Grubu |
Neden |
|
Yenidoğan |
Renal arter / ven trombozu, renal
arter stenozu, konjenital renal malformasyonlar, aort koarktasyonu,
bronkopulmoner displazi, intra ventriküler
kanama |
|
1 ay-6 yaş |
Renal parankimal hastalıklar, renal
arter stenozu, aort koarktasyonu, ilaç tedavisi (steroid, albuterol
pseudoefedrin), tümör (Willms), endokrin nedenler |
|
6-10 yaş |
Renal arter stenozu, renal parankimal
hastalıklar, esansiyel (birincil) hipertansiyon, endokrin nedenler |
|
> 10 yaş |
Esansiyel (birincil) hipertansiyon,
renal parankimal hastalıklar, madde bağımlılığı (kokain, amphetamin, kafein,
phencylidine, methylphenidate) |
(Kaynak:5)
Tanısal Testler
Çocukluk
çağında ikincil HT daha sıklıkla
rastlanılmakta olup, eğer çocuğun yaşı küçük ve KB değerleri de yüksek ise
ikincil HT olasılığı yüksek
olduğundan renal, kardiak, endokrin ve
diğer hazırlayıcı nedenler açısından
ciddi ve ayrıntılı bir inceleme gerekmektedir. Eğer hastanın KB yüksekliği
birincil HT’un erken başlangıcını
düşündürüyorsa, obezite ve ailede HT öyküsü varsa çocuk veya ergende birincil
HT olasılığı kuvvetli olup ilk basamak incelemelerde çok ayrıntı
gerekmeyebilir.
Bunlar;
tam kan sayımı, tam idrar analizi, idrar kültürü, idrar protein/kreatinin
oranı, 24 st’lik idrarda protein miktarı, glomerüler filtrasyon hızı, kan üre
nitrojeni (BUN), serum kreatinin, sodyum, potasyum, klor, protein, lipid
profili, ürik asit değerleri, kan gazı, ekokadiyografi, doppler
ultrasonografidir (USG).
Hipertansif
hastalarda ilk basamak incelemeler içinde mikroalbuminüri (MA) tayini de
bulunmaktadır. MA endotelial disfonksiyon ve sistemik enflamasyonun belirteci
ve kardiyovaskuler hastalıklar için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Ayrıca antihipertansif
tedavinin düzenlenmesinde de önemli bir laboratuar bulgusudur.
Tanısal
yaklaşımın diğer kısmı hedef organ hasarını araştırmak olmalıdır. Hedef organ
hasarının olması hastalığın kronikliği ve ciddiyetini düşündürür ve
farmakolojik tedaviye başlama kararında yardımcı olur. Öykü ve fizik muayenede
kalp ile ilgili bir bulgu olmasa bile HT’un kalp üzerindeki etkilerini
araştırmak ve tedaviyi planlamak için ekokardiyografi gerekmektedir. Bu imkanının
bulunmadığı merkezlerde telekardiyografi ve elektrokardiyografi (EKG) çekilmesi
de kalp hakkında bilgi vermekle birlikte sol ventrikül fonksiyonları ile ilgili
olarak ekokardiyografi ile aynı düzeyde olmamaktadır
Son birkaç yıldır serum
ürik asit düzeyindeki artışın primer HT patogenezindeki rolünü destekleyen
çalışmalar artış göstermektedir. Ürik asit, DDA ve çocukluk hipertansiyonu
arasında ilişki gösterilmiştir ve ürik asit düzeyinin kardiyovaskuler
hastalıklar gelişmesinde bir gösterge olarak kullanılabileceğine ait veriler
vardır.
Endokrin sistem ile ilgili HT nadir olmakla
birlikte katekolaminler ve metabolitlerinin idrardaki miktarının saptanması
birçok merkezde hipertansif çocuk ve ergenlerde yapılacak rutin testler arasında
sayılmaktadır. Eğer hastada klinik olarak feokromositoma şüphesi kuvvetli,
fakat semptomlar belirleyici değilse, plasma ve idrar katakolamin düzeyine
standart diyet ve pozisyon altında bakılması önerilmektedir. Sonuçlar normal
bile olsa adrenallerin bilgisayarlı tomografisi ve şartlar uygun ise
I-meto-iodobenziguanidine (I131-MIBG) sintigrafisi yapılmasının tanı
açısından değerli olduğunu belirten çalışmalar vardır . Periferik plasma renin aktivitesi ölçümü de
tanısal amaçlı kullanılabilir. Eğer baskılanmış ise artmış mineralokortikoid
etkisini, artmış ise renal veya renovaskuler tutulum düşünülmelidir.
İlk
evre olarak yapılan rutin testlerden anormal çıkanlar varsa, bunların
düşündürdüğü hastalığa yönelik olarak incelemelere devam edilir. Ancak hepsi
normal bulunduysa da en sık rastlanılan HT nedenlerinden olan renal parankimal
ve renovasküler nedenleri araştırmak için böbreğin radyolojik olarak
değerlendirilmesi ve veziko-ureteral reflu araştırılması için voiding sistoureterografi,
yüksek plazma renin aktivitesi veya renal arter stenozu düşündüren başka bulgu
varsa anjiografi gibi daha invazif yöntemler klinik endikasyonlarına göre
tercih edilebilir.22
HİPERTANSİYON
TEDAVİSİ
Tedavideki
hedef KB’ını cinsiyet, yaş ve boya bağlı
olarak 95 yüzdeliğin altına indirmek
olmalıyken kronik renal hastalığı, diyabeti veya
hipertansif hedef organ hasarı olan çocuklar için hedef KB 90
yüzdelikten düşük olmalı ve HT’un yaratacağı
morbidite ve mortalite azaltılmalıdır,26. Hipertansif bir çocuğa
uygulanabilecek iki tedavi seçeneği vardır; yaşam tarzı değişiklikleri
ve ilaç tedavisi.
A)
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ:
Fazla KB yüksekliği olmayan ve hedef organ
zedelenmesi bulgusu olmayan genellikle prehipertansiyon grubuna giren hastalara
bu tedavi yaklaşımı ile başlanılabilir. Bu tedavi ilaç tedavisi yapılmaksızın
kilo kontrolü, diyet ayarlaması, uygun egzersiz yapılması, stres faktörlerinin
giderilmesi gibi yaklaşımlar ile yaşam stilini değiştirerek morbitide ve
kardiyovasküler mortaliteyi azaltmayı amaçlar. Ayrıca ilaç tedavisi başlanılan
hastalara da bu uygulamaya devam edilerek ilaç tedavisinin etkinliği arttırılabilmektedir.
Obezitenin
sistemik HT gelişmesinde önemli bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Ancak
unutulmaması gereken bir konu da her KB’ı yüksek olan çocuğun obez olmadığı,
her obez ve hipertansif çocuğun da kilo kaybedince normotansif olmadığıdır.
Buna rağmen antihipertansif tedavide genel ilke kişinin yaş, cins ve boya göre
ideal kiloya gelmesini sağlamak olmalıdır. İdeal kiloya ulaşmanın SKB da 5-10
mmHg düşme yaptığı bilinmektedir. İstenilen
kiloyu sağlamak için sosyal, ekonomik, ve kültürel faktörler ve hasta
motivasyonu göz önüne alınarak kişiye özel diyet ve egzersiz programı uygulamak
gerekir. Obez ve hipertansif olan bir çocuğun TV seyretmek, video ve bilgisayar
oyunları oynamak gibi sedanter aktivitelere günde iki saatten fazla zaman
ayırmasına kesinlikle izin verilmemelidir. Fazla kilolu veya obez çocuk günde
en az 30-60 dk fiziksel aktivite için harcamalıdır. Aerobik egzersizler (
yürüme, koşma, yüzme gibi) özellikle ergenlere önerilmelidir. Kontrol
edilemeyen Evre 2 HT varsa yüksek statik aktiviteler (karate, judo, ağırlık
kaldırma, vücut geliştirme egzersizleri gibi) ve rekabete dayanan sporlar KB
kontrol altına alınana kadar sınırlandırılmalıdır.
Diyetteki
sodyum kısıtlamasının hipotansif etkisi bilinmektedir. Günlük sodyum
alımı için öneri 4-8 yaş arası çocuklar için 1.2 g/gün ve daha büyük çocuklar
içinse 1.5g/gün’dür 5. Hipertansif çocuk ve ergenlerde beslenme ile ilgili kesin
kanıtlar olmamasına rağmen tuz
kısıtlaması yapılırken karbonhidrat kısıtlaması, toplam yağ alımının azaltılıp doymamış
yağların arttırılması, potasyum, magnezyum, folik asit ve kalsiyumdan zengin
gıdaların diyete eklenmesi (taze sebze,
meyve, lifli yiyecekler ve yağsız süt ve süt ürünleri ) ile daha düşük kan
basıncı sağladığı kabul edilmektedir. Bunlara ek olarak alkol ve sigara
kullanılmasının engellenmesi, yukarıda belirtilen KB’nı yükseltici etkisi
bilinen ilaçların kesilmesi HT tedavisinde önem taşımaktadır. 3,26
İLAÇ
TEDAVİSİ:
Çocukluk
çağında ilaç ile HT tedavisinde bazı
güçlükler ile karşılaşılmaktadır. Bunların başında erişkinlerde kullanılmakta
olan birçok ilacın çocuklarda kullanımı, dozaj, yan etki gibi bilgilerinin
olmamasıdır. Semptomatik HT, ikincil HT, Tip 1 ve 2 DM, hedef organ hasarının
olması ve sağaltıcı yaşam tarzı değişikliklerine rağmen devam eden HT varsa
ilaç tedavisine başlanılmalıdır.
Esansiyel HT için en çok kabul gören görüş 99.yüzdeliğin üzerinde sebat
ediyorsa tedavinin başlanması olup 95-99 yüzdelik arası için farklı görüşler
vardır.
Antihipertansif tedaviye başlanılırken
ilaç seçimi HT’a neden olan duruma göre hekim tarafından yapılır. Belirgin bir
neden saptanamadıysa hekimin seçimini yaptığı ilaca önerilen en düşük dozda
başlanılmalıdır. Doz, istenilen KB düşmesine ulaşılana, yan etkiler görülmesine
veya maksimum doza ulaşılana kadar artırılabilir. Hasta uyumu yeterli olduğu
halde istenilen KB değerine ulaşılamıyorsa ikinci hatta üçüncü bir ilaç
eklenebilir. Birincil HT tedavisinde ilk
seçenek olarak ACEİ, KKB ve Anjiotensin II-reseptör bloke ediciler (ARBs)
kullanılabilir. Bu ilaçların günde tek doz kullanılabilmesi ve az yan etkiye
sahip olmaları tedaviye uyuma yardımcı olmaktadır. Su ve tuz yükünün belirgin
olduğu durumlarda etkili olur. Özellikle Thiazide grubu ile iyi sonuçlar
alınabilir. Ancak çocuklar ile ilgili çok fazla çalışma olmaması yanı sıra
GFR<30 ml/dk/ 1.73 m2 düzeyinde olunca etkileri olmadığı
unutulmamalıdır.Glomeruler filtrasyon hızı 10-30 ml/dk/ 1.73 m2 olan
hastalarda diüretik kullanma endikasyonu
mevcutsa “loop diüretikleri“ önerilmelidir. 3-7 Aldosteron reseptör antagonistlerinin de HT tedavisinde kardiak fibrozisi
ve proteinüriyi azaltıcı etkisi gösterilmiş olup ACEİ veya ACEİ+ARBs ile
kombine verilmesinin ciddi bir yan etki yaratmadığını destekleyen yayınlar
vardır. Ancak çocukluk çağı için daha geniş çalışmalara gereksinim vardır.6
Diyabetli ve
mikroalbüminüri veya proteinürik renal hastalığı olan çocuklarda ACEİ veya
ARBs’nin kullanılması ve migren baş ağrılı hipertansif çocuklarda β-adrenerjik
bloke edicilerin veya KKB kullanılması önerilmektedir. β-blokörler ve
diüretikleri atletlerde kullanmaktan kaçınmak gerekir.
Çocukluk çağı HT’nun ilaç tedavisinde önemli bir diğer konu KB’ını yakın
izleme, ilacın yan etkilerini gözetim altında tutma, özellikle ACEİ ve
diüretikler olmak üzere antihipertansif tedavi alan çocuklarda periyodik olarak
elektrolit kontrolü ve hedef organ
hasarının belirlenmesi olmalıdır. Böbrek fonksiyonları etkilenen hastalarda ACEİ’den hiperpotasemi etkisi nedeniyle
kaçınılmalıdır.6