Yayınlanma Tarihi: 05.07.2025
Disfonksiyonel eliminasyon sendromu (DES), anatomik
ya da nörolojik bir bozukluk olmadan üriner sistem obstrüksiyonu ve
patolojisine yol açabilen fonksiyonel idrar yapma bozukluklarının
sınıflandırılması için kullanılan güncel bir terim olup urge sendromu-aşırı
aktif mesane (en sık görülen), geciktirme sendromu-tembel mesane ve
disfonksiyonel işeme gibi çeşitli bozuklukları kapsamaktadır.1
Önceden bu tip problemler fonksiyonel işeme bozuklukları ya da işeme
disfonksiyonu adı altında toplanmakta olup bu terimin sadece bir alt grubu temsil etmesi nedeniyle
yanıltıcı olabileceğinden bu yeni terim oluşturulmuştur.1 Tuvalet
eğitimi ve/veya idrar kontrolünün çocukluktan erişkin paternine dönüşümünde
eksiklik olması ve ilişkili davranışsal faktörler, genetik yatkınlık etyolojik faktörler olarak ileri
sürülmektedir.
Patofizyoloji
1)Dolma fazı problemleri:
a)Yetersiz
idrar depolama: Mesane kapasitesi yaşa göre küçük olduğundan çocuğun sık sık
idrarı gelir. Mesane aşırı aktif olabilir, dolma fazında istemsiz
kontraksiyonlar (detrusor instabilitesi, aşırı aktif-overaktif mesane) vardır. Bu
iki durum birlikte olabilir (düşük kapasiteli, aşırı aktif mesane). Mesane
yüksek basınçla idrar depolayabilir (Kompliansı azalmış-hipokomplian mesane).
Bu 3 durum beraber olabilir (Yaşa göre düşük kapasiteli, aşırı aktif,
hipokomplian mesane). Tüm durumlarda çocuk urgensi ile birlikte idrar
kaçırabilir.
b)
Fazla idrar depolama: Çocukta idrar tutma alışkanlığı vardır. İdrar yapmayı
erteler. Mesane kapasitesi artar (tembel mesane), idrarı geldiğinde idrarının
tamamını boşaltabileceği gibi rezidüel idrar kalabilir.
2)Boşaltma fazı problemleri: Hatalı
tuvalet pozisyonları ve/veya hatalı tuvalet eğitimi sonrasında pelvik taban
kaslarının işeme esnasında kasılmaları uygunsuz
işemeye yol açabilir.
3)Dolma
fazı+boşaltma fazı problemi: Mesane kapasitesi küçüklüğü, aşırı aktif mesane
veya yüksek basınçlı depolama nedeniyle sık idrarı gelen çoçuk buna defans
(refleks) olarak sfinkteri (pelvik taban kaslarını) sıkmayı öğrenir sonuç
olarak hipertrofiye uğrayan ve güçlenen pelvik taban kasları miksiyon esnasında
yeterince gevşeyemez hastada işeme disfonksiyonu (uygunsuz işeme) gelişir yani
hasta idrarını rahat yapamaz (kesik kesik işeme, obstrüksiyon). Mesane
içindeki basınç daha da yükselir.
4)
Fekal problemler: Pelvik
taban kaslarını sıkmaya alışan çocuğun anal sfinkterini de sıkması
konstipasyona yol açar. Konstipasyonla gayta ile dolu sigmoid kolonun pelvisde
hacim alması mesanenin depolama fonksiyonunu olumsuz etkiler. Yorulan anal sfinkterin uygunsuz gevşemesi
gayta kaçmasına (enkoprezis) neden olabilir.
5)
Üriner Enfeksiyonlar:7,8 Uygunsuz
işeme, rezidüel idrar kalması, refleks sfinkter kasılması ve aşırı aktivite
nedeniyle oluşan negatif basınç, bakteri kolonizasyonunun kolaylaşması
sonucunda.
6)
Vezikoüreteral reflü(VUR):7,8 Disfonksiyonel
işeme nedeniyle mesanede artan basınç, azalmış komplians-yüksek basınçlı idrar
depolama, aşırı aktif mesane ilişkili yüksek basınçlar ve refleks sfinkter
kasılması nedenleri ile vezikoüreteral bileşke fonksiyonunun yetersiz hale
gelmesi sonucu oluşabilir.
7)
Renal Hasar: Yüksek basınçlı mesane, VUR, akut pyelonefrit atakları sonucunda.
Klinik Değerlendirme1,5,9,10
Hastanın miksiyon anamnezi detaylı alınmalı
fekal problemleri yani konstipasyon, gaita bulaşması (enkoprezis) da
sorgulanmalıdır. Urgensi, kesik kesik idrar yapma, sık idrara çıkma, kıkırdama
inkontinansı, nokturnal ve diurnal enürezis olup olmadığı, tuvalet eğitimi hakkında
bilgi alınmalıdır. İnkontinans karakteri öğrenilmelidir. Üriner ve vajinal
enfeksiyonlar sorgulanmalıdır. Sonraki basamak fizik muayenedir,bazı hastalarda
detaylı bir nörolojik muayene yapılması nörojenik mesane ayırımında faydalı
olabilir. İdrar analizi, idrar kültürü (ve böbrek fonksiyon testleri) yapılması
önerilen testlerdir. Direkt üriner sistem grafisi ve lumbosakral grafi kemik
patolojileri (spina bifida) ve ürolithiazisi gösterebilir. Üriner sistemin
değerlendirilmesinde en değerli yöntem ultrasonografidir. Alt üriner sistemde mesane
duvar kalınlığı ve rezidüel idrar hacmi bildirilmelidir. Gerektiğinde ayrıntılı
değerlendirme için intravenöz
pyelografi, MR-ürografi ve diüretikli renografi gibi incelemeler istenir. Nörojenik
mesane şüphesinde lumbosakral MR gibi üst tetkikler yapılır. Üriner enfeksiyon
öyküsü ve/veya hidroüreteronefroz varlığında voiding sisto-üretrografi (VCU) ile
VUR, mesane ve üretranın yapısı değerlendirilmeli, DMSA böbrek sintigrafisi ile
renal hasar araştırılmalıdır.
Hastalığın etyopatogenezi hakkındaki
bilgilerimiz artması ve yapılan çalışmalar sayesinde görülmüştür ki; üroflowmetri
(elektromyografi ile birlikte), 2-3 günlük işeme günlüğü, ultrasonla rezidüel
idrar ölçümü ve idrar tahlili gibi invaziv olmayan tetkikler çoğunlukla tanıda
yeterli olabilirken çocukların çok az bir kısmında invaziv prosedürler,
tercihen videoürodinamik çalışmalar gerekmektedir. 9-11 Bu durumlar: Patolojik
nörolojik bulgular saptanması, tedaviye refrakter olgular, tanı güçlüğü çekilen
kompleks problemler, sık üriner enfeksiyon öyküsü ve VUR’a eşlik eden miksiyon
problemleridir.
İşeme
Disfonksiyonunda Ürodinamik Bulgular1,10-13
-Üroflowmetre:
Obstrüktif işeme patternleri, işeme sırasında artmış EMG aktivitesini
(disfonksiyonel-uygunsuz işeme) gösterebilir. Non-invazivdir.
-Videoürodinami:
Dolma fazı:Artmış detrusor aktivitesi (aşırı
aktif mesane-dolma fazında inhibe olmamış kontraksiyonlar), azalmış ya da
artmış mesane kapasitesi, azalmış ya da artmış mesane kompliansı, VUR,
hidroüreteronefroz.
İşeme
fazı: üretra, rezidüel idrar, VUR
DES Tipleri 1,10
Başlıca 8 grupta
incelenen disfonksiyonel eliminasyon-işeme bozuklukları şunlardır;
1. Aşırı aktif (Unstabil) mesane 2. Disfonksiyonel
işeme-Nonnörojenik nörojenik mesane (Hinman Sendromu) 3. Infrequent işeme
(Erteleme sendromu-Tembel mesane sendromu), 4. Fonksiyonel barsak problemleri, 5.
Giggle (Kıkırdama) inkontinansı, 6.
Miksiyon sonrası damlama, 7. Gün içi idrar frekansı sendromu, 8. Enürezis nokturna
1)Aşırı
Aktif Mesane-Urge Sendromu: En sık görülen DES tipi olup artmış
detrusor aktivitesi=aşırı aktif mesane
(dolma fazında inhibe olmamış kontraksiyonlar) ve/veya yaşa göre düşük
mesane kapasitesi ve/veya azalmış mesane kompliansı ile karakterize bir
durumdur. Erkek çocuklarda daha çok diurnal enürezis ile kendini göstermesine
karşın anatomik farklılık nedeniyle kızlarda eklenen üriner enfeksiyonlar ve
VUR sonucunda daha önemli bir patoloji halini alabilir. İstemsiz
kontraksiyonlara çocuğun refleks olarak sfinkterini kasma cevabı vermesi ile
uygunsuz işemenin eklenmesi VUR ve renal hasara neden olabileceğinden erken
tanı ve tedavi önemlidir.
2)
Hinman Sendromu 1,10,14,15
: İşeme disfonksiyonu
yani boşaltma fazı problemi olan çocuklarda en uçtaki spektrum olup erken tanı
ve tedavi renal hasarın gelişmesini önlemek için gereklidir. Bu kategorinin en
hafif şekli disfonksiyonel işeme olup bu gruptaki çocuklar idrar yapma zorluğu,
kesik kesik işeme, rezidüel idrar ve sık üriner enfeksiyonlardan yakınır. Miksiyon esnasında eksternal sfinkterin
kasılmasına (detrusor-sfinkter uyumsuzluğu-disfonksiyonel işeme) bağlı olarak
obstrüktif üropati gelişmesi ve bunun sonucunda mesane trabekülasyonunda artış,
yüksek basınçlı mesane, rezidüel idrar, VUR, üriner enfeksiyon, hidronefroz ve son
dönemde böbrek yetmezliği ile karakterize bir sendromdur.
3)Tembel Mesane Sendromu1,5,10,13 Aşırı
depolama bozukluklarını bir spektrum dahilinde incelediğimizde en uçta yer alan
patolojik durum tembel mesane sendromudur. Bu kategorinin en hafif şekli
erteleme-postponement sendromu olup bu gruptaki çocuklar çiş tutma eğilimi ile
karakterizedir. Mesane kapasitesi artmış, uç spektrumda detrusor
kontraktilitesi azalmış, miksiyon sonrası fazla miktarda rezidüel idrar kalan
hatta mesane atonisi ve taşma inkontinansı gelişebilen olguları tariflemek için
kullanılır.
İşeme Disfonksiyonu Tedavisi
DES tedavisi,
disfonksiyonun tipine ve hastanın semptomlarına uygun olarak seçilmelidir.
Barsak disfonksiyonu olan çocuklarda ilk basamak kabızlık tedavisidir. Çocuğun
temizlik alışkanlıkları ve kişisel hijenine dikkat edilmelidir. Üriner
enfeksiyonlar uygun antibiyotiklerle tedavi edilmeli ve supresif tedavi
uygulanmalıdır. Bütün bunlar içinde en önemlisi DES tedavisinin uzun ve
zahmetli bir tedavi olduğunun aileye ve çocuğa
anlatılarak tedavinin devamlılığının ve düzenli kontrolün şart olduğunun
açıklanmasıdır.
1)Davranış
tedavisi1,5,10,13 DES
olan çocuklarda bir işeme günlüğü tutulmalı ve zamanlanmış-planlı işeme
davranışı öğretilmelidir. Çocuk her 2-3 saatte bir idrar yapmalı ve idrarı
geldiğinde işemeyi geciktirmemesi öğretilmelidir. Çocuğun tuvalet eğitimi
tekrar gözden geçirilmeli uygun pozisyon alıp miksiyon yaptığı denetlenmelidir.
Akşam saatlerinde sıvı kısıtlaması da özellikle enürezis noktürnalı çocuklarda
faydalı olacaktır.
2)
Antimuskarinik Ajanlar 13,16
Detrusor kasılmaları
muskarinik reseptörler aracılığıyla gerçekleştiğinden aşırı aktif mesane ve
hiperrefleks nörojen mesane tedavisinin temelini antimuskarinik-antikolinerjik
ajanlar oluşturur. Moleküler tekniklerle yapılan çalışmalar 5 tip muskarinik
reseptör bulunduğunu göstermiştir. Detrusor kasında en yaygın bulunan
reseptörün M2 subtip olduğunun gösterilmesine karşın detrusor
kontraksiyonundan esas sorumlu subtipin M3 olduğu anlaşılmıştır. Selektif
olmayan yani tüm muskarinik reseptörleri benzer şiddette bloke eden ajanlar
(oksibutinin gibi) daha uzun süredir kullanılmakta olup etkinliği kanıtlanmış
olmasına karşın yan tesirleri nedeniyle
uzun süreli kullanımda hastaların en az üçte-dörtte birinde tedavinin yarım
bırakılmasına neden olmaktadır. Oksibutinin dışında diğer ajanların henüz süspansiyon
formu bulunmamaktadır. M2-M3 selektif ajanların
(tolterodin, trospiyum gibi) uzun
yıllardır piyasada mevcut olmasına ve etkinliği ve güvenilirliğinin
kanıtlanmasına karşın halen bazı ülkelerde çocuk hastalarda kullanılmasına izin
verilmemektedir. M3 selektif ajanlar (darifenasin, solifenasin) daha
yeni ajanlar olup ümit verici klinik çalışmalar mevcuttur. Sonuç olarak
çocuklarda daha iyi tolere edilebilecek bir antikolinerjik tedavi gereksinimi
vardır. Yeni ve selektif ajanlarla yapılan çalışmalarda benzer etkinlik ve daha
az yan tesir bildirilmesine karşın çift kör, plasebo kontrollü ve
karşılaştırmalı çalışmalar gerekmektedir. Aşağıdaki ajanlar ülkemizde mevcuttur;
oksibutinin, tolterodine tartarat,
trospiyum, propiverin, darifenasin.
3)Alfa Blokörler17 Alfa-adrenerjik antagonistlerin (alfa
blokörler) mesane çıkış direncini azaltmaları ve detrusor kontraksiyonlarını
azaltarak mesane kompliyansını artırmaları nedeniyle işeme semptomlarında
iyileşmeye neden olacakları düşünülmüştür. Çocuklarda ilk adımda daha güvenilir
bir ajan olan doksazosinin verilmesi önerilmektedir.
4)Nokturnal
Enürezis Tedavisi Dezmopressin
tedavisi ile kısa dönemde iyi sonuç alınmasına karşın relaps oranı yüksektir. Alarm tedavisi uzun
dönemde daha kalıcı olmasına karşın ailenin uyumu gereklidir. Tedaviye cevap vermeyen çocuklarda iki
tedavi kombine edilebilir.
5)Biofeedback Bu yöntemde hasta, ürodinamik gereçlerle kendi işeme fonksiyonunu
monitörize ederek bir deyişle işemeyi yeniden öğrenir. Zaman alan bir terapi
olup bir üniteye ve deneyimli bir miksiyon terapistine-üroterapiste gereksinim
vardır.
6)Temiz
Aralıklı Kataterizasyon: Yüksek
basınçlı iyi boşalamayan mesane, VUR ve
hidroüreteronefroz (Hinman sendromu) ve rezidüel hacmin fazla olduğu
atoninin geliştiği tembel mesane sendromu olgularında mesanenin tam olarak
boşaltılması ve mesane içi basıncın düşürülmesi amacıyla kullanılır.
7)Botulinum
Toksini Üriner sistemde
temelde 2 şekilde kullanılmaktadır. Transüretral girişimle üretral sfinktere
doğrudan enjeksiyon ile sfinkter paralizi ve sistoskopi ile multipl odaklı
mesane enjeksiyonları ile detrusor paralizi.
KAYNAKLAR
1. Koff SA, Jayanthi VR. Non-neurogenic
lower urinary tract dysfunction. In Campbell’s Urology, Walsch PC
(editor in chief), Saunders Company, Philadelphia, U.S.A. 8. edition. 2002.
pages 2262-2263
2.
Hjalmas K. Is dyscoordinated voiding in children an
hereditary disorder? Scand J Urol Nephrol Suppl 1995; 173: 31-35.
3.
Bakker E, Wyndaele JJ. Changes in the toilet-training of
children during the last 60 years: the cause of an increase in lower urinary
tract dysfunction. BJU Int 2000; 86: 248-252.
4.
Hellström AL. Influence of potty-training habits on
dysfunctional bladder in children. Lancet 2000; 356: 1787.
5.
Nijman RJ. Classification and treatment of
functional incontinence in children. BJU Int 2000 ;85 Suppl 3:37-42.
6.
Von Gontard A, Schaumburg H, Hollmann E, Eiberg H, Rittig S. The
genetics of enuresis: a review. J Urol 2001 Dec;166(6):2438-2443.
7.
Snodgrass W. Relationship of voiding dysfunction
to urinary tract infection and vesicoureteral reflux in children. Urol 1991; 38: 4: 341-344
8.
Koff SA, Wagner TT, Jayanthi VR. The relationship
among dysfunctional elimination syndromes, primary vesicoureteral reflux and
urinary tract infections in children. J
Urol 1998; 160: 1019-1022
9.
Bauer SB. Special considerations of the overactive
bladder in children. Urology .2002
Nov;60(5 Suppl 1):43-48.
10.
Nevéus T, von Gontard A, Hoebeke P, Hjälmås K, Bauer S, Bower W, et al. The
standardization of terminology of lower urinary tract function in children and
adolescents: report from the Standardisation Committee of the International
Children's Continence Society. J Urol.
2006 Jul;176(1):314-324.
11.
Schewe J, Brands FH, Pannek J. Voiding
dysfunction in children: Role of urodynamic studies. Urol Int 2002; 69: 297-301
12.
Hoebeke P, Van Laecke E, Van Camp C, Raes A, Van De Walle J.
One thousand video-urodynamic studies in children with non-neurogenic bladder
sphincter dysfunction. BJU Int
2001; 87: 6: 575-580
13.
Nijman RJ. Role of
antimuscarinics in the treatment of nonneurogenic daytime urinary incontinence
in children. Urology.
2004 Mar;63(3 Suppl 1):45-50.
14.
Hinman F, Baumann FW. Vesical and ureteral damage from voiding
dysfunction in boys without neurologic or obstructive disease. Urol. 1973
Apr;109(4):727-732.
15.
Allen TD. Forty years experience with voiding
dysfunction. BJU Int.
2003 Oct;92 Suppl 1:15-22.
16. Braverman AS, Lebed B, Linder M, Ruggieri MR. M2
mediated contractions of human bladder from organ donors is associated with an
increase in urothelial muscarinic receptors. Neurourol Urodyn.
2007;26(1):63-70.
Husmann DA. Use of sympathetic alpha antagonists in the management of pediatric urologic disorders. Curr Opin Urol. 2006 Jul;16(4):277-282.